SAYFA 185
12) telef olmak, yanıp tutuşmak, adak adamak vs.
13) "Leyla ile Mecnun mesnevisi Acemlerde (İranlılar) çoktur, Türklerde ise yoktur. Sen de dünyaya gizli bir hazine çıkar" sözleri üzerine yazmıştır.
14.a) İkisinde de aşk teması işlenmiştir. Ancak birinde peygamber aşkı, diğerinde beşeri aşk işlenmiştir.
b) Fuzuli, "Su Kasidesi" adlı eserinde peygamber övgüsünü dile getirmek için kaside şeklini tercih etmiştir. Ancak Leyla ile Mecnun eserinde olaya bağlı kalındığı için mesnevi şeklini tercih etmiştir.
Anlama Yorumlama
1) İkisinde de yazılı bir metin olmadan sözlü olması nedeniyle bir ilgi vardır.
2) Leyla ile Mecnun mesnevi geleneğine bağlı olduğu için manzumdur. Ancak Tahir ile Zühre mesnevi geleneğine bağlı değildir.
3.a) O dönemlerde hemen hemen her şiirde aşk konusu işlenir.
b) Aşk duygusu insanoğlu varolduğu sürece yaşanabilir.
ÖLÇME DEĞERLENDİRME
1) E
2) D
3) C
4) D D Y D Y
5) E
6) E
7) A
E
SAYFA 192
1) İzleyicilere oyunun başladığını bildirmek ve izleyicilerin dikkatini perdeye yoğunlaştırmak amacıyla okunur.
2) Karagöz, söylenenleri yanlış anlayan, neşeli, halktan birisidir.
Hacivat ise okumuş, kültürlü, düzgün konuşan birisidir.
(Hangisini kendinize yakın bulursanız onu seçin)
3.a) Oyunda güldürü yanlış anlamalarla sağlanmaktadır.
b) NOT: K: Karagöz, H: Hacivat
K: Dur Hacivat şaka yaptım
H: Bırak birader sakalımı yordun
H: El-cinni melacinni, kör cini. Estane mestane kuru kuzu kestane
K: Amin, amin… Kabak çekirdeği, sarı leblebi. Amin
H: Aman Karagöz’üm, nedir bu işler
K: Kafanı kırsın geyiklerle keşişler
4) (Kişilik özellikleri 2. sorunun cevabında verilmiştir)
5) HACİVAT: Of…
KARAGÖZ: (Penceresinden)…
HACİVAT: Bir yar-i…
HACİVAT: Maşallah…
KARAGÖZ: Lebbeyk?
HACİVAT: Akşam-ı…
KARAGÖZ: Senin de…
SAYFA 193
6.a) Verilen ifadeler, yanlış anlamanın yanı sıra imparatorluğun bazı milletlerinin de telaffuzları metnin güldürü unsurunu sağlayan ögelerdir.
b) Halk söyleyişleri ve kullanımları ile sadelik açısından bir benzerlik vardır.
7.a) (Karagöz’ün anlatımı forumumuzda mevcut. Bu sorunun cevabı da orda mevcuttur)
b) Osmanlı İmparatorluğu’nun farklı din, ırk ve dillerin bir arada yaşadığı bir yapıya sahip olduğu hakkında bilgi verir.
Türk Halk Tiyatrosu geleneğine bağlıdır.
9) Gülüp rahatlamanın ve neşelenmenin yanı sıra hiçbir ağacın kesilmemesi gerektiği kıssadan hisse olarak algılanmaktadır.
SAYFA 195
1) Ali Asker ile Sururi duydukları davul sesinden bir düğün olduğunu zannederler. Sorduklarında da onun bir düğünden değil, bir pehlivan güreşinden gelen davulun sesi olduğunu öğrenirler. Güreşleri izlemek için Pınarbaşı’na giderler ve orada gördükleri pehlivanlar hakkında konuşurlar.
2) Ali Asker (Acem)
Garson (Bursalı Göçmen)
Yahudi
3) Metne göre sesini (taklit) kullanmaktadır. Ayrıca bir mendil ve sopayı da araç olarak kullanırlar.
4) Halk Tiyatrosu geleneğine bağlıdır.
5) Aralarındaki en büyük benzerlik yazılı bir metin olmadan sözlü olarak gösteri yapmalarıdır.
SAYFA 199
1)-Cücenin anahtarı kapının üzerinde bırakması
-Kavuklu'nun düğün alayını yönetmesi
-Kavuklu'nun yeni bir ev araması
-I. Zenne'nin kocasını aramak için gelmesi
-Pişekar'ın Kavuklu ile karısını barıştırması.
2) Pişekar'dır.
3) Pişekar: Baş aktördür. Hali vakti yerinde, bilgili, orta sınıfın temsilcisidir. Alaycı bir İstanbullu olarak yansır.
Kavuklu: Başındaki kavuğu ile kurnaz ve zeki, komik hareketleri ve ince zekasıyla oyunu sürükleyen bir tipdir.
(Hangisini kendine yakın bulursan onu seç)
4) Taklit: Pişekar - Bir arabacıyı çağırır gibi yaparak hem onun yerinde hem de kendi yerinde konuşması.
Benzetme: Kavuklu - Senin gibi tımarhane düşkünü
Kavuklu - "İhtiyar" söz mü? Bir patlıcan dört değnek sok, işte bizim beygir.
Yanlış Anlama: Pişekar - Efendim, "Bir müşkülünüz mü var?" dedim, yani bir işiniz mi var?
Kavuklu - Evet, bir dişimiz var, iki babamız. Sen bizi hindi çobanı mı zannettin?
Anlamazlıktan Gelme: Pişekar - Nasıl Ali?
Kavuklu - Sade Ali.
Pişekar - Maşallah, Sade Ali Efendi.
5) Halk Tiyatrosu Geleneği'ne bağlıdır.
SAYFA 200
1) Sahne
Modern Tiyatro: Bolca dekorların kullanıldığı bir sahne özelliği vardır.
Karagöz: Beyaz bir perdeye ışık yansıtılmasıyla düzenlenen bir sahnede sergilenir.
Meddah: Sen olmaksızın bir topluluk karşısında anlatıma dayanır.
Orta Oyunu: Basit birkaç dekorun bulunduğu tam olarak sahne denemeyecek tarzda halk önünde oynanır.
Müzik
Modern Tiyatro: Opera, opera komik, operat, bale ve müzikli komedi müziğin kullanıldığı tiyatro eserleridir.
Karagöz: Tef ve nereke kullanılır.
Meddah: Müziksiz gerçekleştirilir.
Orta Oyunu: Müzik kullanılarak gerçekleştirilir.
Tipler
Modern Tiyatro: Tiyatro eserine göre tipler değişir.
Karagöz: Belli tipler vardır. (Karagöz, Hacivat, Ermeni, Rum, Yahudi, Bebe Ruhi, Tuzsuz Deli Bekir...)
Meddah: Meddahın anlattığı hikayedeki tipler, onun taklidiyle canlanır.
Orta Oyunu: Bilirli tipler vardır. (Kavuklu, Pişekar, Zenne, Cüce)
Dekor
Modern Tiyatro: Profesyonelce hazırlanmış, eserle ilgili bolca dekor kullanılır. (eşya, renk, ışık, araç, gereç)
Karagöz: Beyaz perde arkasından ışık yansıtılmasıyla kurulan bir sahnesi vardır. Dekorlar içinde "göstermelik" denilen figürler kullanılır.
Meddah: Dekor kullanılmaz.
Orta Oyunu: Basit bir dekor kullanılır.
2) Türk Tiyatrosu
a) Geleneksel Türk Tiyatrosu
1-Karagöz
2-Orta Oyunu
3- Meddah
4- Köy Seyirlik Oyunu
b) Modern Türk Tiyatrosu
1-Komedi
2-Trajedi
3-Dram
SAYFA 201
ÖLÇME VE DEĞERLENDİRME
1-E
2-A
3-B
4-C
5-C
6-B
7-E
8-C
9-C
SAYFA 202
9- Y D D D D Y
10- Şeyh Muhammet Küşteri - Küşteri Meydanı
Hacivat - semai
fasıl
şaman - baksı
11-D Y Y Y D
12) Karagöz, kararsız, rahat, gözü pek ve serbest olması bakımından orta oyunundaki Kavuklu ile benzerlik göstermektedir. Çünkü Kavuklu da deli dolu halleri ve şakalarıyla oyunu sürükleyen kişidir.
Hacivat da medrese görmüş, nezaket düşkünü ve kibarlık budalası, ukala haliyle, orta oyununda okumuş, hali vakti yerinde, orta sınıfı temsil eden Pişekar'a benzer.
SAYFA 205
1) Latifitezkiresini oluştururken Osmanlı ülkesinde yetişen bilgiligüzel söz söyleyen veya başka bir ülkede doğup Türk şairleri yoluna giden şairleri tezkiresine almıştır. Tezkiresine aldığı şairlerin meziyetlerinin ve üstünlük sebeplerinin neler olduğunuhayat hikayelerinieserlerinieserlerinin özgün olup olmadığını araştırmıştır.
2) Latifi’ye göre şiiredebi açıdan üstünedebi zevke hitap edenözgün buluşlarla zenginleştirilmişedebi sanatlar bakımından da iyi işlenmiş olmalıdır.
Şair de bilgiligüzeli ve çirkini ayırt edebilenkültürlüşiir üzerine bilgisi iyi olanzarif bir insan olmalıdır.
Latifi’nin bu düşünceleri şiire ve şaire edebi açıdan bir yaklaşım olduğu için bu düşüncelere katılmamak mümkün değildir.
3) Ahmedi hakkındaki en kapsamlı yargı; “Şiiri ehliyetinegazelleri marifetine göre değildir.” yargısıdır.
Latifi bu yargıyı verirken ilk olarak Ahmedi’nin hangi bilim dallarında bilgili olduğundanyazdığı eserlerinin şiir meclisinde itibar görmemesi dolayısıyla Şeyhi ile münasebetinden ve eserlerinden verdiği örneklerden sonra sonuca olaşmıştır.
4) Latifitezkiresini Ahmedi’yi övmek veya yermek için yazmamıştır. SadeceAhmedi’yi edebi bakımdan tarafsız bir değerlendirme yaptığını gösterir.
5) Ahmedi-Sivas-Murat Han Gazi devri-Batınî ilimlerde bilgilidir (Geometritıp…)-Şiirlerinde güzellik yoktur. Edebi yönü zayıftır-Şiirlerinin beğenilmesiŞeyhi’nin onun adına bir kaside yazması-Şiir üstünlükestetik ve edebi açıdan eşsiz olmalıdır-Divan’ındanİskendername’den örnekler vermiştir-Şiir ehliyetinegazelleri marifetine göre değildir.
6.a) Şairlerin hayatı – Şairlerin ilmi yönü – Şairlerin edebi yönü – Devrin sanat anlayışı – Eserlerden örnekler
b) Tezkirelerin ve edebiyat tarihinin devrin sanat anlayışınışairlerin hayatınıilmi ve edebi yönlerini incelemeleri ve eserlerinden örnek vermeleri bakımından aralarında benzerlik vardır. Tezkireler içindöneminin edebiyat tarihleri olduğu söylenebilir.
SAYFA 206
7.a) Alınan paragraf tezkirede Ahmedi’nin anlatıldığı kısmın ilk paragrafından bir bölümdür.
b) Alınan paragrafta günümüz Türkçesine göre bazı ses değişimlerinin olduğu görülmektedir.
.beg : bey
.di : de-
.it : et-
.ol : o
Bunun dışında Arapça ve Farsça sözcüklerin kullanıldığıdüz yazı dilinin de sade olduğu görülmektedir.
TezkireLatifi’nin bilgili ve kültürlüşiir sahasında edebi kültürü ve zevki olan birisi olduğunu göstermektedir.
9) Okuduğumuz ve beğendiğimiz şairlere yer verirdik.
SAYFA 210
1) Evliya Çelebirüyasında Hz. Peyagmber’i görmüş“Şefaat Ya Resulullah” yerine “Seyahat Ya Resulullah” deyince yollara düşmüştür.
2) Evliya Çelebi şöyle bir yöntem izlemiştir:
-Ulaşılmak istenen yere gidiş için yapılanlar
-Ulaşılan yerin dış görünümünün tanıtımı
-Ulaşılan yerin tarihi ile ilgili bilgi verilmesi
-Ulaşılan yerde dikkati çeken mekanların tanıtımı
-Ulaşılan yerdeki insanların tanıtımı
-Dönüş yolculuğunda görülen yerlerin anlatılması
-En sonunda eve ve ev halkına ulaşma
3) (Bu sorunun cevabını metni okuyarak yapabiliriz.)
4.a) Bazı sözcüklerde ses değişimlerinin olduğu görülmektedir. Bunun dışında son derece sade bir dil kullanılmıştır. Ayrıca yerel ağız özellikleri de (Erzurum ağzı) yansıtılmıştır.
.Kandan : nereden
.Anda : ondaorada
yigirmi : yirmi
.tokuz : dokuz
b) şita: kış
kân: maden ocağı; bir şeyin kaynağı
müşebbek: şebeke haline sokulmuş olanağ ve kafes gibi örülmüş olan
vefret: çoklukbolluk
badıncan: patlıcan
vasi’atü’l aktar: taraflarıyanları geniş olan
rahisatü’l es’ar: yiyeceğiiçeceği ucuz
efvah-ı nas: halkın ağzılisanı
darb-ı mesel: atasözü
berf: kar
zalûm: çok zalim olan
sâkin: oturanikamet eden
5) En ünlü gezginimizdir. – Eserinde sade bir dil kullanmıştır. – Anlatımı içtensıcakbiraz da abartılıdır. – Seyahatname’si türünün en önemli eseridir.
SAYFA 213
1) İnsan: Nakış – Küçük alem – Şehir – Bitki – Melek - Hayvan
2) Şekle göre insanhayvan ile melek arasında yer almaktadır. Bunlardan herhangi birisine dahil olmak insanın kendi elindedir.
3) Hipokrat “İnsanlık nedir?” sorusuna “Yüksek mevkide iken tevazu göstermekfakir olduğu halde cömertlik etmek ve başa kakmadan iyilikte bulunmaktır.” diye cevap vermiştir.
Bu tanıma katılmamak mümkün değildir.
4) Katip Çelebişekildeki gibi sıralama yapsaydı; önce soyut bir kavram olan “insanlık”tan başlayacakinsanın varlık olarak ne gibi ayrıcalıklarının olduğu belirterek “insanın imtiyaz”ını belirleyecek buradan “insan”ı varlık olarak ele almış olacaktı. En sonunda da “insanın üstünlüğü”nün sebeplerini açıklayacaktı. Bu sıralama soyuttan somuta doğru bir gidişi göstermektedir.
5) Ruhakılöfkedimağ gibi soyut kavramları vali (ruh)vezir (akıl)münafık vezir (öğüt)hazinedar (dimağ) gibi somut kavramlar kullanarak somutlaştırmıştır. Bunun sebebi anlatılanların zihinde daha iyi canlanmasını sağlamaktır.
6) Yazardüşüncelerini ispat etmek için pek çok benzetmenin yanı sıraayetlerden ve Hipokrat’tan örnekler vermiştir. Bunları kullanmasının nedeni de anlatılanların zihinde daha iyi canlanmasını sağlamaktır.
7) İnsan: İnsan küçük alemdir ve büyük alemde ne varsa onda vardır.
İnsanın Üstünlüğü: İnsanruh ve beden bakımından bütün hayvanlardan üstündür.
İnsanın İmtiyazı: İnsaninsan olmakla kainatın en üstün yaratığı olmuşsa da bu şarta bağlıdırinsan bu şarta riayet etmekle insandırbu da ilim ve sağlam ameldir.
İnsanlık: İnsana mahsus olan zati faziletlerin bütünüdür.
İnsanın melek gibi olabileceği gibihayvan gibi de olabileceği yönündeki tespitidir.
9) Günümüzde yaşasaydı “insan” kavramıyla ilgili olarak yaptığı tespitlere dünyanın değişen ve gelişen bir o kadar da insan için zararlı hale gelen yapısının etkisini de dahil ederek değerlendirmelerde bulunurdu.
SAYFA 215
Tarih
Sade Nesir: Ziyafet-i Sultan Ahmed HanSerdari-i Mehmed PaşaKoçi Bey Risalesi.
Sanatkarane Nesir: Hamse
Seyahat
Sade Nesir: Seyahatname
Sanatkarane Nesir: (Boş bırakılacak)
Tezkire
Sade Nesir: Latifi
Sanatkarane Nesir: (Boş bırakılacak)
İlmi Eser
Sade Nesir: Tuhfetü’l-ahyar
Sanatkarane Nesir: (Boş bırakılacak)
Dini Eser
Sade Nesir: (Boş bırakılacak)
Sanatkarane Nesir: Dürretü’t Tac
Mektup
Sade Nesir: Şikayetname
Sanatkarane Nesir: (Boş bırakılacak)
2) Nergisi’nin Hamse’sinde seci daha yoğundur. Çünkü Nergisi anlatımdan çok sanat göstermeyi amaçlamıştır. Bu nedenle anlam ikinci plana itilmişahenk ön plana çıkmıştır.
3) Örnekleme Amacıyla Yazılanlar: Seyahatname-Latifi Tezkiresi-Serdari-i Mehmed Paşa-Koçi Bey Risalesi-Tuhfetü’l ahyar-Naima Tarihi
Öğretmek ve Sanat Yapmak Amacıyla Yazılanlar: Şikayetname-Durretü’t Tac-Hamse
4) Sade Nesir: Cümleler kısa ve açıktır. Bilgi vermek ve bir düşünceyi ifade etmek amacıyla yazılır. Dinitasavvufitarihikültürelilmi ve edebi konularda yazılmıştır.
Sanatkarane Nesir: Arapça ve Farsça sözcükler boldur. Seci boldur. Amaç sanat yapmaktır. Bazı tarihahlak eserleri bu nesir türüyle kaleme alınmıştır.
SAYFA 216
Ölçme ve Değerlendirme
1-E
2-C
3-B
4-A
5-D
6-D Y Y D Y Y
7-seci – antoloji – gezi yazısı – Evliya Çelebi – mektup
SAYFA 217
3. Ünite Ölçme ve Değerlendirme
1-E
2-C
3-A
4-E
5-D
6-E
7-Okuyana yol göstersinmutluluk versin diye eserine Kutadgu Bilig (Mutluluk Veren Bilgi) adını vermiştir.
8-sehl-i mümteni – imge (mazmun)
9-Aşk = Şarap
Tekke = Meyhane
Aşık = Sarhoş
Mürid = Saki
10-Evliya Çelebi = Seyahatname
Katip Çelebi = Cihannüma
Seydi Ali Reis = Mirat’ül Memalik
Yunus Emre = Risalet-ün Nushiyye
11-D D D