Erzincan Lisesi | 10 Fen-B Sınıfı | PayLaşım & DostLuk Platormu |
|
| Şehit Vurulduğunda Değil Unutulduğunda ölür | |
| | Yazar | Mesaj |
---|
dRaqa0 .| SınıF Başkanı |.
Mesaj Sayısı : 181 Kayıt tarihi : 26/05/09 Yaş : 31 Nerden : Balıkesir Yolcusu
EkLenti-1 KişiseL İleti:
| Konu: Şehit Vurulduğunda Değil Unutulduğunda ölür Ptsi Haz. 01, 2009 11:31 am | |
| Şehit Vurulduğunda DeğilUnutulduğunda ölür Şehitlerin Nakli ve Defninde Sorumluluklar a. Birliğinin Yapacağı Faaliyetler: 1. Şehit haberini Şehit Personel Hakkında Bilgi Formundaki bilgilerle K.K.K. lığına ve defin yerindeki Garnizon Komutanlığına bildirmek, 2. Şehidin cenazesini uçak veya uygun vasıta ile refakatçi nezaretinde bayrağa sarılı vaziyette defin belgeleri ile defin yerine ulaştırmak. b. Defin Yerindeki Komutanlığın Yapacağı Faaliyetler: 1. Aile ile temas sağlanarak, ailenin istekleri doğrultusunda askeri tören, dini tören ve şehitliğe/mezarlığa defnini sağlamak, 2. Şehit Tabutuna sarılı bayrağı bayrak kutusu içinde aileye teslim etmek, 3. Sonucu mesajla K.K.K. lığına ve Birliğine bildirmek, 4. Ailenin hazırlayacağı belgelere yardımcı olunarak K. K. Per. İşl. D. Bşk. lığına göndermek, haklarının tamamen tahakkukuna kadar aile ile irtibatı devam ettirmek. VALLAHİ YAN GELİP YATMADIM ANNE... Künyem gelsin benden sana hediyeŞehidin ardından oku methiyeKuruşunda yetim hakkı var diye;Boş yere tek kurşun atmadım ANNEVALLAHİ YAN GELİP YATMADIM ANNE... Yatıyor diyenler yalan söylüyorYatmadığımızı O da biliyorÖyle konuştukça; düşman gülüyor, Yattı diyenleri bekledim ANNEVALLAHİ YAN GELİP YATMADIM ANNE... Dedeniz Maraş' da şehit olmuştuBabanı Antep' de kurşun bulmuştuDün gece düşlerim nurla dolmuştu; Şeref bildim vatan satmadım ANNEVALLAHİ YAN GELİP YATMADIM ANNE... Bayrak sevgisiyle dolu bedenimYüreğimde; nefret, kin yoktur benimMermi yedim anne; üşüyor tenim, Kimseye düşmanca bakmadım ANNEVALLAHİ YAN GELİP YATMADIM ANNE... Düşman namert olmuş yiğitlik yokturİtlere et veren; satılmış çokturHainler yol almış; karnı pek toktur. Vuruldum, vuruldum bitmedim ANNEVALLAHİ YAN GELİP YATMADIM ANNE... HUBBÜL VATAN MİNEL İMAN diyorumÖndekine dua gönderiyorumAklaşsın kazanlar; ben geliyorum. Ecdadımı inkâr etmedim ANNEVALLAHİ YAN GELİP YATMADIM ANNE... Öğretmen kabrime gelemiyormuşGelenlerin sonu kötü olurmuşEfendiler öyle emir buyurmuş, Gelmeyeni ayrı tutmadım ANNEVALLAHİ YAN GELİP YATMADIM ANNE... Şehide FATİHA okunmasın mı?Dua; oya oya dokunmasın mıÖğretmenim bana bakınmasın mı? Doğruya yalanı katmadım ANNEVALLAHİ YAN GELİP YATMADIM ANNE... Emirle gelecek gelmesin banaGözlerime bak sen; yeterim sanaTimsah gözyaşlılar gitsin yoluna, Kimseyi aldatıp; ütmedim ANNEVALLAHİ YAN GELİP YATMADIM ANNE... Ben musalladayım; gelen olursaSilmeyin bu taştan; kanım kurursaBirileri burda, nutuk okursa; Beyhuda lafları, yutmadım ANNEVALLAHİ YAN GELİP YATMADIM ANNE... Yalanlarla tüysüz kazlar yolmadımFilan yere genel müdür olmadımYirmibeş yaşında gemi almadım, Başımı eğip diz, çökmedim ANNE | |
| | | dRaqa0 .| SınıF Başkanı |.
Mesaj Sayısı : 181 Kayıt tarihi : 26/05/09 Yaş : 31 Nerden : Balıkesir Yolcusu
EkLenti-1 KişiseL İleti:
| Konu: Geri: Şehit Vurulduğunda Değil Unutulduğunda ölür Ptsi Haz. 01, 2009 11:32 am | |
| VALLAHİ YAN GELİP YATMADIM ANNE... Aslım, neslim belli; künyem kitabeDeyin talkın veren; imam hatibeKıblem seyyar değil; Kâbe&l039;dir, Kâbe Patriğin elini öpmedim ANNEVALLAHİ YAN GELİP YATMADIM ANNE... Kimselere kızıp bağırmadım benİtleri yemeğe çağırmadım benHaramla helâli yoğurmadım ben. Haram lokmaları tatmadım ANNEVALLAHİ YAN GELİP YATMADIM ANNE... Mevsimlik müslüman olmadım ANAMPapazla kıbleyi bulmadım ANAMSoysuz asillerle kalmadım ANAM, Kurumlu bacada tütmedim ANNEVALLAHİ YAN GELİP YATMADIM ANNE... Dinime; ılımlı, karlı dedilerGayri müslümlerle iftar yedilerMehmetler düştükçe; gülümsediler... Mazlumu korudum; itmedim ANNEVALLAHİ YAN GELİP YATMADIM ANNE... Emir kullarına dokunmayınızKimseden korkup; sakınmayınızEvlat verdik diye yakınmayınız, ŞEHİT OLDUM ŞEHİT; YİTMEDİM ANNEVALLAHİ YAN GELİP YATMADIM ANNE... _______ 1972 doğumluyum... Şehidim, 1992''den beri.... Komando er olarak Diyarbakır''in Kulp ilçesinde görev yapıyordum. Devriyeden dönüyorduk. Ansızın üzerimize el bombaları fırlattılar; kurşun yağdırdılar. Karşılık verdik... Teröristler kaçtılar... Baktım ki teğmenim yaralanmış.. Gittim onu kucağıma aldım ve askeri cipe doğru götürmeye başladım. Ansızın dünyam karardı... Bir kurşun, kafamin sağından girip solundan çıktı... Kucağımda teğmenim, yola devrildim... Kanım toprağa yayıldı... Ben ne suç işledim? Ben Şükrü Eraslan... Tokat'ın Reşadiye ilçesine bağlı Büsürüm Beldesi'ndenim... Ailem ve akrabalarım düğün dernek ederek yolladılar beni askere... Milletim ve vatanım için... Diyarbakır'ın kırsalında bir suikast silahı ile beynimi parçaladılar... Soruyorum şimdi size: Suçum neydi benim? Soruyorum Başbakanıma, dışişleri bakanıma: Ben şehit miyim, hain miyim? Ben şehit isem beni vuranlar neci? Millet de sorsun bunu … Güneydoğu'da yolu kesilen, pusuya düşürülen, saldırıya uğrayan ve bu nedenle can veren askerler suçlu mudur? Onlar, oralara gidip bu ülke uğruna canlarini vermekle hainlik mi etmişlerdir? Sakın, bu nasıl soru demeyin... Bakın iki günde beş arkadaşımı daha vurdular... Vuranlar mı doğru vurulanlar mı? Cevabını başbakanımız versin... Çünkü, bizi hatırlayan yok... Bütün övgüler, bütün televizyonlar, bütün gazeteler çetecilere... Öyle değil mi ey halkım, öyle değil mi? Bize vuranlara devlet töreni düzenleniyor… Ben Şükrü Eraslan... Büsürüm Beldesi''nden... Taşı sıksam suyunu çıkartırdım. Bu vatan uğruna bin canım olsa binini de verirdim... Çünkü, biliyordum ki ölürsem şehit olacağım... Gel gör ki şimdi şaşkınım... Çünkü, beni Kanas tüfeğiyle vurduranlar; devletimizi yönetenler tarafından neredeyse törenle kabul ediliyorlar... Bütün övgüler onlara... Suikastçinin akıl hocalarının siyasi hakkı, kültürel hakkı... Soruyorum başbakanıma: Ya benim yaşama hakkım... Bundan büyük hak olur mu? Neden kimse onu savunmaz? Neredesin komutanim? Ben Şükrü Eraslan! Komando er... Tokatlı... Isparta'da eğitimde iken bana ne demiştin komutanım? Siz bu milletin göz bebeğisiniz. Ölürseniz şehit, yaşarsanız gazi olacaksınız.... Öyle mi komutanim? Beni vuranlara, şimdi en üst yöneticiler gülücükler yolluyor... Kanas silahını kullanan, neredeyse kahraman ilan edilecek... Herkes onların kültürel haklarının peşinde... Benim yaşama hakkımı düşünen bile yok. Neden bizi kandırdınız kumandanim? Ve neredesiniz? Resmim size yadigar Ben Tokatlı komando er Şükrü Eraslan! Bir nisan günü Kulp'ta, pusuda kaldım... Şu an o kurşun yarasından daha derin bir yaram var. Kendimi fena halde aldatılmış hissediyorum. Binlerce arkadaşım adına... Kanı ile yeri sulayan; arkasından ağıtlar yakılan Türk bayrağına sarılı tabutları ile giden arkadaşlarım adına... Diyorum ki resmime bakın, bir karar verin: Ben Şehit miyim, hain miyim?. .. | |
| | | dRaqa0 .| SınıF Başkanı |.
Mesaj Sayısı : 181 Kayıt tarihi : 26/05/09 Yaş : 31 Nerden : Balıkesir Yolcusu
EkLenti-1 KişiseL İleti:
| Konu: Geri: Şehit Vurulduğunda Değil Unutulduğunda ölür Ptsi Haz. 01, 2009 11:34 am | |
| BİZİ DE DÜNYAYI DA AFFET !!! Mehmet daha çok küçüksün Mehmet Bilmiyorsun tabii neden bu sonsuz nöbet O kadar vaktin olmadı zaten Ama sen ümit etmeye devam et Mehmet bilemiyoruz Mehmet Böyle mi sürecek bu ilelebet Değişir mi dünya Döner mi devran Sen ümit etmeye devam et Öyle bir karanlık kutu ki insan Kimse hakiki bir cevap veremez sorsan Söz dediğin, insan icadi lisan Ama sen yine de hep hayattan bahset Mehmet gitmiyor gözün gözümden Hiç büyümemişsin tanıdım çocuk yüzünden Kan geldi kederden özümden Sen anacığını düşün çok dikkat et Mehmet küçücüksün Mehmet İnsan soyu böyle en nihayet Öteki desen beriki desen Kendini de bizi de Dünyayı da affet MİNİK BİR YÜREKTEN BABAYA MEKTUP Yine seni özledim.Yine aklım karıştı baba..Özlem aklı karıştırır mı? Bunu öğretmemiştin bana. Bugün benim doğum günüm.Şimdi sekiz yaşımdayım.büyüdüm erkek oldum ama hala anlamıyorum sen neden yoksun baba.Önlük bana çok yakıştı. Senin hep görmek istediğin gibi pırıl pırıl bir öğrenci oldum ama sen göremedin üzgünüm çok üzgünüm baba...Karlı bir kış günüydü.seni bir tabutun içine koymuşlardı.Yine çok yakışıklıydın. Derin bir uykuya dalmıştın.Çağırdım defalarca seslendim sana,cevap vermedin küstüm sonra.Hani söz vermiştin. Kartopu oynayacaktık ilk kar yağdığında. Hava çok soğuktu ama babannem ağlarken ''oooyyy ciğerim yanıyor'' diyordu. İnsanın ciğeri nasıl yanar baba? Çok büyük bir kalabalık vardı.Herkes ama herkes ağlıyordu.Hep bir ağızdan ''ŞEHİTLER ÖLMEZ VATAN BÖLÜNMEZ'' diyorlardı.Sen şehitsen ölmüş olamazsın. Ölmediysen nerdesin baba? Kocaman bir Türk bayrağına sarmışlardı tabutunu.Sen onu hep göklerde görmek isterdin.''Kutsal sevdam bayrağım'' derdin ya hani. Nedense biraz da kıskandım o zaman seni. Affet baba.Peki neden anlamıyorum hala. Şimdi sen öldün mü? O zaman vatan bölündü mü? Çok karıştı aklım baba.Vatanı kim bölmek ister ki.Bu büyük günah değil mi? Dedem anlatırdı ya hep ''benim dedem Çanakkale’de şehit oldu vatanı kurtarmak için'' derdi ya...O zaman büyük büyük dedem yok yere mi öldü? neden tekrar vatanı bölmek istiyorlar baba? Hani okula gidince her şeyi öğrenecektim.Bunları neden öğretmiyorlar baba? Bildiğim tek şey var. O da sen yoksun yanımda. Annem çok özlüyor seni biliyorum. Babanla gurur duyuyorum diyor. İnsan gurur duyunca ağlar mı? Özleme alışır mı baba? Peki gurur senin yerine kardeşimi koklar mı? Beni maça götürür mü acaba? Biliyor musun baba,benim ciğerim yanmıyor elledim sıcak değildi fazla. Hem duman da çıkmıyor. Ama içimde bir yer var. Seni her düşündüğümde orası çok acıyor,sızlıyor,sanki kopacakmış gibi oluyor.Sanki birileri devamlı kalbimi sıkıyor.Galiba sen yokken hep hasta oluyorum baba. Bu acı nasıl diner? Ellerin ellerimi nerde bekler? Koşabilmek için seninle yollar bizi nasıl özler? Vatanı hangi canavar böler? Onlara senden başka kim dur der? Gel de anlat bana. Anlat, öğret ki bende şehit olayım baba.. _______ [COLOR=black]Takvim 28.3.1990 tarihini gösteriyordu.K.Maraş- Pazarcık İlçesinde çalışıyordum.Komşu köyüm olan Cennet Pınarı köyünden gelen acı haberle açılmıştı lojmanımım kapısı.Kaskatı kesilmiş,donmuş kalmıştım.Hanifi bir gece yarısı eşinin gözleri önünde şehit edilmişti.Arkada 2 yavru ve eşi ve onlarca kır çiçeğini öksüz bırakıp gitmişti cennete.Hain kurşunlar bir eğitimci kardeşimizi hedef almıştı.Tek suçu vardı Hanifinin iyi bir öğretmen olmak ve inanmaktı allaha.Çok sevdiği allahına ulaşıvermişti bir çırpıda.Geride yıkılan dostları,gözyaşları ve kırık kalemi kalmıştı.......Bir şeyler yapmalıydım.Kalemimden dökülüverdi dizeler......... HANİFİ Maraş yaylalarının suskun kalemi, Susturdular kalemini kurşunlarla, Sarı saçlarına değmeyecek artık rüzgarlar, Kır çiçeklerin susuz kaldı bak. Özlemle bekliyorlar sen geleceksin diye, Ama sen gelmedin gittiğin yerlerden. Küstün mü be Hanefi? Masanın üstünde duruyor hala kırık kalemin, Birde boynu bükük öğrencilerin. Kara tahtan çok özlemiş seni, Sen gittikten sonra hiç yazılmamış besbelli. Gittiğin yer çok mu güzel be Hanifi? Hani karanlıkları aydınlığa çevirecektin? Hani büyük adam olacaktı Memo? Hani gül atacaktı silahlar? Hani kardeş olacaktı insanlar? Olmadı be Hanefi olmadı! Kim derdiki Hanifi ansızın çekip gidecek, Diktiği fidanları sulamadan ölecek. Yavruların öksüz kaldı bak kime baba diyecek? Dön gel artık be Hanifi! Biliyorum gittiğin yerlerden dönmeyeceksin, Sınıfa girip günaydın çocuklar demeyeceksin Bir daha hiç ders vermeyeceksin, Son dersi bizlere verdin be Hanifi! Şimdi rahat etsin artık kan emiciler, Bak öldürdüler Hanifileri birer birer, Zannederler ki Hanifi'ler bir gün biter, Bir ölüp bin doğarız be Hanifi! | |
| | | dRaqa0 .| SınıF Başkanı |.
Mesaj Sayısı : 181 Kayıt tarihi : 26/05/09 Yaş : 31 Nerden : Balıkesir Yolcusu
EkLenti-1 KişiseL İleti:
| Konu: Geri: Şehit Vurulduğunda Değil Unutulduğunda ölür Ptsi Haz. 01, 2009 11:35 am | |
| HİSSETMİŞTİM ANNE Ana bu sabah yine erken uyandıkBotları boyadık,düzeni yaptıkSabah sabah iştimada dimdik ayaktaydıkBen şehit olacağımı hissetmiştim anne Bir emir geldi babacan komutandanAraçlara bindik tam teşhizat hep bir andanKaramanlı başladı dua okumaya ağzındanBen şehit olacağımı hissetmiştim anne Mataramda ki su sanki zem zemdiTetiğim gül oya,süngüm bir çiçektiYüreğimde ki sevda daha bir depreştiBen şehit olacağımı hissetmiştim anne Sen geldin aklıma giderken göreveSivaslının gözündeki yaşa takıldı aklımSordum kendi kendime acep niyeBiliyordu o da kavuşmayacaktı nişanlısı Emine'yeBen şehit olacağımı hissetmiştim anne Bir ses duyuldu önce kulaklarım oldu sağırAz sonra geldim kendime koştum cenkeArkadaşlar dökülüyordu tek tek yere bağır ALLAH diye bağırGözümde ki yaş düşmüştü gönlüme orda oldu kahırBen şehit olacağımı hissetmiştim anne Vatan içindi dökülen kanlar yereÇakallar karşı cephede mehmetçikler yerlerdeTokatlı,Yozgatlı düşmüş kalmışlar üst üsteAllahım sen onlarında gazasını mübarek eyleBen şehit olacağımı hissetmiştim anneDoğduğum anı bilmem ama anamÖlürken son sözüm oldu VATANHelaldir ona bu uğurda verilen her canAna ağlamaysın oğlun oldu şehit OSMANBen şehit olacağımı hissetmiştim anneVATAN SAĞOLSUN Çanakkale Savaşı Ve Şehitlerimiz Aşağıdaki fotoğraftaki sancak dünyadaki tek esir Türk sancağıdır. Türk ordusunun 57. alayının sancağıdır. Sancak türk ordusunun şerefidir. Son neferi şehit olana kadar düşmana teslim edilemez. Ve öylede olmuştur; Resimdeki sancak, Çanakkale Savaşı'nda son erine kadar şehit olan Kahraman 57nci Alay'ın Sancağıdır. Hâlen Melbourne-Avusturalya müzesinde sergilenmekte olan sancağın tanıtım plâketinde şöyle yazmaktadır: "Bu Alay Sancağı Gelibolu savaş alanından getirtilmiştir, ama esir edilmemiştir. Türk Ordusu'nun geleneklerine göre bir alayın sancağı, alayın son eri ölmeden teslim edilemez. Bu sancak, sonuncu muhafızın da altında ölü olarak yattığı bir ağacın dalına asılı olarak bulunmuştur. Kahramanlık timsali olarak karşınızda duran bu Türk Alayı Sancağını selâmlamadan geçmeyin" Bu Vatan Böyle Kurtuldu Şehitlerimizin Kanı Yerde Kalmayacak,
NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE!! O’nun bir ismi var!
Benim konuşmam, okumam, koşmam, yazmam, ağlamam, beklemem, gülmem, inanmam, koklamam, dokunmam, hissetmem, oynamam, ... daha bir çok şeyi yapmam için, yaşamam için O öldü!
O’nun bir ismi var!
O’na helalinden süt vermiş bir annesi, papuç alan bir babası, gülümseyen bir sevgilisi, ağabey diyen bir kardeşi, anlatan bir öğretmeni, top oynadığı arkadaşları, şefkat bekleyen babaannesi, ülkü sahibi yoldaşları var.
O’nun bir ismi var!
Acun’a dirlik, ekmeğe katık, yolcuya han, yazana kalem olmak için. Bayrak olmak için öldü. Vatan diye ad verilen topraklarda, tüm kutsal inançları için öldü! O’nun bir ismi var! Küçükken annesinin her gece öptüğü alnını öptü kurşun. İki kaşının tam ortasında… Karındaşlarının şehadetini göremeden kutsal diyara göç etti.O’nun bir ismi var!O ölmedi! O’nun bir ismi var!Çanakkale’de, Antep’te, Sarıkamış’ta, Yemen’de, Galiçya’da, Mısır’da, İzmir’de, Dumlupınar’da, Kahrolası Mor dağlarda.O’nun bir ismi var!Ali değil, Hakan, Selim, Alper, Mustafa, Tolga, Kerim, Serhat, Mecnun değil…MEHMETÇİK..O ölmedi!Bölünmesin diye devlet, baki kalsın diye millet şehit oldu!O benim amcam, alt komşumuz, Ayşe teyzenin ortanca oğlu, dedem, öğretmenim, ağabeyim… O bizim aramızda..Dün şehitti, bugün şehit oluyor, yarında olacak…O alnımız açık, başımız dik olsun diye, bayrağın rengi solmasın diye, hasılı biz BİZ olarak kalabilelim diye şehit oldu.Tüm şehitlerimizin ruhu şad olsun![/COLOR] | |
| | | | Şehit Vurulduğunda Değil Unutulduğunda ölür | |
|
| Bu forumun müsaadesi var: | Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
| |
| |
| |
|